karşımda sinek vızırtısı arabalar
geceden korkup ışıklarını yakan
yamalıklı, tek gözlü arabalar.
(bilmem nerelerdeyim.. bindiğim otobüsü itmek isterken elimden kaçırmış gibiyim!)
gitti giden..
gelen de olmadı..
neden?
bagajlarına alacak adam mı yoktu.
hadi onu bırak
bozulup da beni yarı yolda değil de
yolun başında bırakacak otobüs de mi yoktu?
yoktu..
yollardan uzundu artık yolculuklar.
yol başlarken bitiyordu sanki
şerit değiştirmemem gereken yerde
karşıdan gelene bile çarpmamışım
başkası için bilerek kendini feda etmenin adı neydi burda?
trafik kazası!
evet evet...
kendimi en son bir yolun en gereksiz yerindeki belediye çukuruna bıraktım ben.
yıllardır oradan yaşıyorum hayatı
neleri unuttum..
neleri hatırladım..
toprak altı gecelerde insan üstüne basıp geçtiklerini hatırlıyor bir bir!
senin üstüne basıp geçenlerle yer değiştiriyor bedenin.
aslında ruhun çekiyor acıyı!
bedenin nankörce ruhuna geçiriyor,
o üstüne basıp geçtiğin, öldüresi kancayı!
çok acıdım..
içim çok acıdı..
burası sessiz.. burası sorgusuz..
burası kendimden uzak, başkalarına yakın,
burası soğuk.. burası yüksek..
yok yok..
burası eski bana benzemiyor pek.
eskidim ben..
paslandım.. kollarımın birinde naftalin kokusu
diğerinde tan yeri korkusu.
şimdi içimde,
tan yerinin ağarışından kaçan bir yarasa duygusu!
30 Eylül 2007 Pazar
...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder